Burak Derneği’nin 9 Haftalık Kudüs Yaz Okulu’nun 4. Dersinde Doç. Dr. Eldar Hasanoğlu “Evanjelizm, Hristiyan Siyonizmi ve Hristiyanların Kudüs Bağlamında Yahudilere Desteği” başlıklı konuyu katılımcılara anlattı.

DERSTEN BAZI NOTLAR

Hristiyanlık için Kudüs, günümüz açısından baktığımızda veya dördüncü yüzyıldan baktığımızda kutsal bir şehirdir, kıble bir şehirdir. Kıyamet kilisesi onlar için kıbledir. 4. Yüzyıla kadar onlar için Hz. İsa’nın beddua ettiği bir şehirdi. Hz. İsa kendisine yapılan suikastlardan yaka silkiyor onlara göre. Ben senin yavrularını bir araya toplamaya çalıştım fakat sen buna icabet etmedin diye Kudüs’e beddualarda bulunuyor incilde yazılana göre. Kudüs, Hz. İsa’nın sevmediği bir şehir beddua ettiği bir şehirdir onlara göre. Hz. İsa, Hz. Musa’nın şeriatını anlatmak üzere gelmişti. Son akşam yemeği diye bilinen bir zaman dilimi vardır onlarda. Hz. İsa o gece artık zaman yaklaştı diye mesaj verdi. O zaman Roma yönetimi vardı. Hz. İsa bir Yahudi olarak doğuyor ve öyle yaşamını sürdürüyor aslında. Romalı bir yönetici onun yerine başka birinin öldürülmesini önerdi fakat Yahudiler buna karşı çıktılar. Bunun üzerine onlara göre çarmıha geriliyor ve canını teslim ediyor Hristiyan inanışına göre. Çarmıhtan 1 gün sonra Pazar gününe geldiğinde (yani kutsal şabat bittiğinde) mezarına geldiklerinde bakıyorlar ki Hz. İsa’nın naaşını orada bulamıyorlar. Kudüs’ün 4. Yüzyılda Hristiyanlık için önemi arttı. İmparator Konstantin’in annesi Azize Helena, hz. İsa’nın çarmıha gerildiği malzemeleri aramak için Kudüs’e geliyor. Orada kıyamet kilisesinin yerinde bir kilise yaptırıyor. O kilise sonradan zaman zaman yıkılsa da günümüze kadar ulaşıyor. Kudüs’ü kutsal görme o tarihe kadar kendi din adamları tarafından tartışılır ve bidat olarak görülürdü. 451’de kutsallığı kabul ediliyor. Kudüs’ün kutsallığı dini olarak değil siyasi olarak kabul ediliyor. 10 ve 11. Yüzyılda Kıyamet kilisesinin papazı şikâyet ediyor Kudüs’ün ziyaret edilmemesinden dolayı. Hristiyanların Kudüs’e meyili tam gerçekleşmiyordu. Yani Hz. İsa’nın bedduasının etkisi halen sürüyordu.

Evanjelizm incilcilik anlamına gelir. İlk incil metnini yazanlar evanjelik olarak adlandırılıyordu. İlk misyonerler incilcilerdi, yani evanjelistlerdi. Hristiyan dünyasında insanları incilin mesajına davet edenler evanjelistlerdi. Evanjelizmin siyasi bir gündemi de vardı. Filistin topraklarını Hz. İsa’nın gelişine hazırlanmasıdır. Hz. İsa’nın gelişine hazırlamak demek restorasyon demektir. Bunun için Yahudilerin filistin topraklarına yeniden gelmesi ve burada bir devlet kurması gerekiyor. Bunun için Yahudilerin desteklenmesi gerekiyor onlara göre. Bu işi ilk olarak İngiltere başlatmıştır. Sonradan 20 yüzyıldan itibaren hatta 19. Yüzyılın sonlarında bu olay amerikada yapılmaya başlandı. Amerikan politikalarına yön veren bir akım olarak çıkmaya başladı evanjelizm. Amerikadaki cumhuriyetçilerin büyük bir destekçisidir evanjelistler. Obama döneminde beklediklerini bulamadılar fakat Trump döneminde özellikle çok çok kendileri açısından başarılı işlere imza atılar. Mesela Kudüs’e Amerikanın konsolosluğunun taşınması. Bu sene itibariyle asrın anlaşması şeklinde bir dayatma yapılması. Bu örneklerdendir. Dolayısıyla amerikadaki İsrail lehine görünen bu siyasetin arkasında evanjelizm vardır. Onların birkaç söylemi var: Tanrı amerikayı bu ahir zamanda dünyanın Hristiyanlaşması için ve Yahudilerin korunması için yükseltti. Amerikanın güçlenmesi böyle bir teolojik arka plana dayandırılıyor. Başka söylemleri; tanrı amerikayı kutsadı çünkü Amerika Yahudileri kutsadı. Başka bir söylem: Eğer İsrail karşıtı olursak tanrı cezalandıracaktır. Yahudi olmayanlar Yahudiler veya İsrail aleyhinde herhangi bir eleştiride bulunursa o zaman biz dini açıdan bir günah işlemiş oluyoruz ve Hz. İsa geldiğinde bizi yargılayacaktır. Yahudi olmayan bir Amerikalı tanrıya sadık olmalı fakat birgün Amerikan devletine sadakat ile israile sadakat arasında bir tercih yapmak zorunda kalırsam tercih hakkım yoktur ve israili tercih etmeliyim. Bu söylem aslında Amerikan güvenliği açısından bir sorundur aslında.

Siyonizim Yahudiler arasında 17. Yüzyılın sonlarında ortaya çıkıyor. İlk olarak 1891’de literatüre giriyor. Fakat bundan önce protestanlar tarafından hem fiili hem de kavli olarak pekçok Siyonist örnek ortaya konmuştur. 17. Yüzyıldan itibaren bu işin başını İngiltere çekmiştir. Yani Hristiyan siyonizmi, protestanlar arasında ortaya çıkmıştır. Aslında onlara göre Yahudiler Hz. İsa’yı katletmiştir. Hristiyan kaynaklarında armagedon savaşından bahsedilir.

Bütün hıristiyanlar peki bu düşüncede mi? Hayır! Bütün hıristiyanlar Yahudileri destekleme görüşünde değiller. Yahudilerin seçilmişliği anlayışını Siyonist olmayan hrıstiyanlar kabul etmiyor. Bu sadece protestanlar içinde belli bir aklın kendi yorumudur diyorlar. Hristiyan Siyonistler önce ingilterenin sonra da amerikanın din ile politikanın evliliğidir bu düşünce derler. Hristiyan Siyonistlerin bir maşa olduğunu düşünürler. Amerikan siyasetinin borozanlığını yaptığını iddia ederler.

İsrail’in bu durumlar işine geliyor. Deyim yerindeyse maşa olmak israilin işine geliyor. Kendilerini destekleyen Amerika gibi bir güçten neden faydalanmayalım ki derler. Her iki tarafın çıkarları örtüşmektedir.

Yorum Yapın

Yapılan Yorumlar
Henüz yorum yapılmamış