Türkiye’de bir ilk olan Kudüs Çocuk Atölyesi’ni açtığımızda yıl 2017’ydi. Dokunulmayan, yatırım yapılmayan bir alanda faaliyet gösterecektik. Kudüs ve çocuk kavramları Türkiye’de pek dikkate alınmıyordu. Düşünün ki doğru dürüst bir boyama kitabı bile yok gibiydi. İşte “Kudüs Çocuk Atölyesi” Türkiye’de bir başlık açtı. Tamamen amatör ve kısıtlı imkanlarla 2 katlı metruk bir binayı haftalarca uğraşarak deyim yerindeyse “adam ettik” ve harika bir bina ortaya çıktı. Fırçacı fırça, boyacı boya, mobilyacısı mobilya derken herkes gönülden tuttu bir ucundan atölyemizin. Bir hikâye yazmaya başlamıştık. Önemli bir alanda faaliyet göstereceğimizi biliyorduk fakat işin içine girdikten sonra ne kadar önemli olduğunu daha iyi anlamaya başlamıştık.
Mahallenin çocuklarını aldık ve onlara Kudüs’e, Mescid-i Aksa’ya dair aktiviteler yaptırmaya başladık. Anlatımlarımız mutlaka bir etkinlikle beraber yapılıyordu. Bazen bir kağıt üzerinde boyamalar, bazen bir ahşap, bazen bir taş, bazen atölye içindeki duvarlara, pencerelere boyamalar çizimler yaptırıyorduk. Hatta ilerleyen zamanlarda artık fırçaya, boyaya eli ve zihni alışan o çocuklarımıza atölyenin bulunduğu sokağın duvarlarında boyamalar yaptırıyorduk ki görenler, şahit olanlar büyük bir hayranlıkla izleyip takdir ediyordu o çocukları. Ortaya harika çizimler çıkıyordu. Çocukların çizim ve boyamalarını canlı canlı izlemeseler ve biz onları videoya alıp sosyal medyada paylaşmasak belki de kimse o çizim ve boyamaların çocuklara ait olduğuna inanmayacaktı. Gerçekten de bir sanatçı dokunuşu gibiydi.
Çocuklar aylarca atölyede vakit geçirdiler. Özellikle okul saatleri ve günleri dışında atölyenin yolunu büyük bir hevesle tutarlardı çocuklar. Bu arada biz de hem tecrübe kazanıyor hem de üretim safhasına geçiyorduk. Boyama kitapları, hikayeler, oyunlar, bilmeceler, bulmacalar, hafıza oyunları vs. gibi Kudüs ile ilgili tasarımlar ve içerikler üretiyorduk. İmkânımız olursa matbaaya bastırıyorduk imkanımız olmazsa kırtasiyeden fotokopisini çıkarıyorduk.
Çocuklar atölyeye gelişlerinde “ben rüyamda Mescid-i Aksa’yı gördüm” diye geliyorlardı. Çocukların rüyalarının, dualarının arasına Kudüs’ü ve Mescid-i Aksa’yı yerleştirmeyi başarmıştık. Amacımıza ulaşmıştık.
Çocuk kadar Anne meselesi de çok ama çok önemli. Şimdilerde yine Hucurat imzasıyla bakir bir alana uygulanmamış bir yöntemle el atıyoruz. Projemizin ismi “Anne… Yani Kudüs” şeklindedir.
Projemiz hayata geçtiğinde Türkiye’nin farklı vilayetlerinde eş zamanlı olarak ev ziyaretleri gerçekleştireceğiz. Hanımlar tarafından yapılacak ev ziyaretlerinde evin annesine Kudüs, Mescid-i Aksa, Filistin, Gazze kavramları, önemi ve tabi ki bunlarla ilgili neler yapabiliriz konuları anlatılacak. Annelerimizi de Filistin davasına kazandıracağız. Filistin için dua eden, Filistin için dertlenen, evlatlarını bu şuurlar yetiştirmeye gayret eden annelerimizin varlığı çok önemli. Ziyaretle birlikte annelerimize bir kitap ve bir de Filistin’i temsilen küçük bir duvar tablosu hediye edilecek. Kitap çalışmasına başladım. Yazıyorum ama ne kadar zamanda biter Allah bilir. Kitap başlangıç seviyesinde ve her annemizin rahatlıkla okuyup anlayabileceği tarzda olacak.
Kitabın yazımı tamamlandıktan sonra matbaa süreci başlayacak ve baskısıyla birlikte artık ev ziyaretleri için besmeleyi çekeceğiz. Tıpkı Efendimiz (as)’ın çadır çadır dolaşması gibi. O’nun izini takip ederek, O’na özenerek, O’nu taklit ederek…
Son olarak yaptığımız/ yapacağımız konuyla ilgili çalışmaları sosyal medyada #AnneYaniKudüs etiketiyle paylaşmaya gayret ediyoruz.
