Çocuklara yönelik eğitim çalışmalarında değerlendirebileceğiniz bir dosyayı sizler için paylaşıyoruz. İstersen bir eğitimci olun, ister bir anne veya abla olun fark etmez. İster bir çocuk olsun ister bir sınıf dolusu çocuk olsun fark etmez. Paylaştığımız görseller eşliğinde çocuğa/çocuklara anlatım yapabilirsiniz. Biz özetini paylaşıyoruz sizler notlarınızı daha da zenginleştirebilirsiniz.
ÖNEMLİ NOT: Lütfen tasarımlar üzerinden çocuklara anlatım yaptıktan sonra bazı tasarımlarda (tamamında da olabilir) çocuklardan anlatım yapmalarını isteyin. Sizden dinlediğini, akıllarında kaldıkları kadarıyla size veya varsa diğer arkadaşlarına anlatsınlar. Ona anlatma imkanı tanıyın.
1) Dünya'da milyarlarca insan var ve hepsi bizim için aynı değildir. Bazıları bizim için çok önemli ve özeldir. Mesela annemiz, babamız, kardeşlerimiz, dedemiz, baba annemiz, anne annemiz, öğretmenlerimiz... Tabi ki en önemli ve en özeli ise Peygamber Efendimiz'dir. (sav)
2) Dünyada şehirler ve mescitler de çok fazla sayıda var. Tıpkı insanlar arasında nasıl bazıları bizim için önemliyse şehirler ve mescitler içerisinde de bazıları biz Müslümanlar için çok özel ve önemlidir. Hadi hep beraber bu 3 özel şehri ve 3 özel mescidi öğrenelim.
3) Arabistan'da bulunan Mekke şehri bizim için en önemli kutsal şehirlerimizin başında gelmektedir. Önemli ve özeldir çünkü içerisinde Kâbe var. Yani namazlarımızda yönümüzü döndüğümüz, kıblemiz olan ve siyah örtüsüyle gözlerimizi büyüleyen Kâbe. Peygamber Efendimiz'in de doğup büyüdüğü yerdir. Dünyanın her yerinden oraya giden Müslümanlar, Kâbe'nin etrafında dönerler, namaz kılarlar, dua ederler ve bazen de oturup kâbe'yi seyrederler. Kâbe aynı zamanda yeryüzünde kurulan ilk mescittir.
4) İkinci sıradaki şehrimiz yine Arabistan'da bulunan Medine şehridir. Önemlidir çünkü içerisinde Mescid-i Nebevi var. Yani Peygamberimizin mescidi. Peygamberimizin evi de oradadır. Aynı zamanda Peygamberimizin (sav) kabri de oradadır. Görselde gördüğünüz yeşil kubbenin altındadır. Bizler oraya gittiğimizde Peygamberimizin (sav) evinin önünden, yani kabrinin önünden geçerken sanki kendisi orada ve bize bakıyormuş gibi elimizi kaldırır penceresine doğru "Esselamu Aleyke ya Resulullah" diyerek selam veririz. Kimimiz orada oturup gözyaşlarıyla pencereyi izler ve dua eder. Dünyada çocukları en çok seven kişi kimdir diye araştırma yapılsa Peygamberimiz birinci sırada çıkar. Çocukları çok seviyormuş.
5) Üçüncü ve son sıradaki şehrimiz Kudüs'tür. Filistin diye bir ülke var ve Türkiye'nin altında (güneyinde) bulunur. Filistin'in başkenti olan Kudüs çok önemli ve özel bir şehrimizdir. Çünkü içerisinde Mescid-i Aksâ var. O kadar güzel ve huzurlu bir yer ki Mescid-i Aksa, özellikle çocukların doyamadığı ve her fırsatta gittiği bir yerdir. Kudüslü çocuklar çok kısmetliler. Mescid-i Aksâ'nın içerisinde zeytin ağaçları, çiçekler, kediler, kelebekler, kuşlar bulunuyor. Çocuklar o rengarenk kedileriyle oynamaya, kelebeklerini kovalamaya, zeytin ağaçlarına çıkıp ve sallanmaya doyamıyorlar.
6) Mescid-i Aksâ'ya giden çocuklar doyasıya oynuyorlar. Namaz vakti geldiğinde arkadaşlarıyla ve büyükleriyle birlikte bazen mescidin içerisinde bazen de mescidin bahçelerinde namaz kılıp dua ediyorlar. Acıktıkları zaman ise yanlarında getirdikleri yiyecekleri afiyetle yiyorlar. En çok hoşlarına giden şeylerden biri de diğer Kudüslü aileler yanlarında getirdikleri yiyecekleri birbirleriyle paylaşmaları. Bazı anne ve babalar yeni doğan çocuklarına eğer erkekse Kudüs ismini, eğer kızsa Aksa ismini verirlermiş.
7) Mescid-i Aksâ'yı gören veya orayı öğrenen çocukların bazıları rüyasında orayı görüyorlarmış. Gerçekten de Kudüs ve Mescid-i Aksâ rüyalar kadar güzel bir yer.
8) Buraya kadar anlattığımız her şey çok güzel. Ama şuan anlatacağımız şey biraz keyfinizi kaçıracak çocuklar. Mescid-i Aksâ'ya kötü bazı insanlar gelmişler. Adları İsrailliler. Dünyanın en kötü insanları, en büyük yalancıları ve en korkak insanlarıdır. Kötü, yalancı ve korkak olan İsrailliler Kudüs'e gelmişler ve Mescid-i Aksâ'daki kedilerin hepsini zehirlemişler. Kelebeklerini yakalayıp param parça yapmışlar. Zeytin ağaçlarının dallarını çekip kırmışlar. O rengarenk çiçekleri de koparmışlar. Kudüs'te ve Mescid-i Aksa'a artık hiç huzur kalmamış. Çocukların mutlulukları gitmiş. Ne kadar kötü ve pis insanlar bu İsrailli yahudiler.
9) Size şimdi güzel bir haberim var. Bir çocuk varmış ki adı da Selahaddin imiş. Selahaddin Eyyübi. Kötü insanları duyunca yaşı 9-10 civarındaymış. "Ben büyüdüğümde Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı o kötü insanlardan kurtaracağım" demiş. Aklına her geldiğinde sürekli dua etmiş Mescid-i Aksa için. Dua etmekle kalmamış orayı sürekli öğrenmiş, araştırmış. Araştırdıkça ve öğrendikçe daha çok sevmeye başlamış. Hep özlemiş durmuş Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı. Sonra büyüdüğünde çok güçlü bir komutan olmuş ve o kötü insanları yakalayıp bir güzel dayak attıktan sonra hepsini kovmuş oradan. Kötü insanlar def olup gitmişler ve artık Kudüs eskisi gibi çok mutlu ve huzurlu bir yer olmuş.
10) Selahaddin Eyyübi, Kudüs'ü ve Mescid-i Aksa'yı kötü insanlardan temizledikten sonra Mescid-i Aksa, artık eskisi gibi çocukların doya doya vakit geçirdiği bir yer olmuş. Çiçekleri renagarenk açmaya başlamış. Yeni yeni kediler dünyaya gelmiş ve o kediler de mutlu bir şekilde yaşamaya başlamışlar.
11 ) Ama ne yazık ki o kötü insanlar hiç vaz geçmemişler. İsrailliler her zaman kötülük yapmayı ve yalan söylemeyi çok seviyorlar. Yüzyıllar sonra tekrar geri gelmişler Kudüs'e. Herkes evlerini boşaltsın, kimse Mescid-i Aksa'ya gitmesin demeye başlamışlar. Silahları varmış o yüzden Kudüs'lüler bişey yapamamışlar. Hanzala, diye çocuk varmış ve bütün dünyadan yardım istemiş. Ama kimse ne Hanzala'ya ne de diğer Filistinli çocuklara yardım etmemiş. Hanzala, bütün dünyaya sırtını dönerek küsmüş. İsrailliler onları evlerinden zorla çıkarmaları yetmemiş gibi bir de bütün dünyaya "biz onları zorla çıkarmadık ki onlar bize evlerini parayla sattılar" diye yalan söylemişler. Halbuki hiçbir Filistinli evini satmamış. Bu İsrailli yahudiler gerçekten hem çok kötüler hem de çok büyük yalancılar. Ama bir o kadar da korkaklar.