Mayıs Tahlil Raporunu PDF olarak buradan indirebilirsiniz
Fetih Kütüphanesi
-Mayıs Tahlili-
Kitap adı: Okumadan Kudüs Kurtarılamaz
Yazar: Eyüp Güzel
*Kitap tahlilimizden derlenmiş arşiv çalışmasıdır.
Mayıs ayı yazarımız:
EYÜP GÜZEL
1972 yılında İstanbul'da doğdu. İlk, orta ve lise eğitiminin ardından AÖF Kamu Yönetim'inde okudu. 16 yıl gazetecilik yapmıştır. Seyahat inceleme ve araştırma çalışmaları kapsamında Fransa, İsviçre, Almanya, İran, Pakistan, Afrika ülkelerinde ziyaretlerde bulundu. Ayrıca kutsal topraklarımız olan Mekke, Medine ve Kudüs'e defalarca ziyarette bulundu. Yazar, Kudüs'e gidişlerini ziyaret olarak değil, seferberlik olarak adlandırmaktadır. 2015 yılından itibaren okuduğu kitapların etkisinde kalarak, Kudüs davası hayatının merkezine yerleşti. 2018 yılında arkadaşlarıyla beraber kurduğu Hucurat Hareketi ile İstanbul başta olmak üzere Türkiye'nin 4 bir tarafında Kudüs davasına yönelik şuurlandırma çalışmaları yapmaktadır ve halen devam etmektedir. Evli ve 3 çocuk babası olan Güzel, Hucurat Hareketi ile Türkiye'de ilk olan Kudüs Çocuk Atölyesi çalışmasını hayata geçirdi. Yazarımız, Kudüs'le alakalı yapmış olduğu araştırmalar, tecrübeler ışığında bir kitap yazmaya karar verdi. Öğrenilmeden Kudüs'ün savunulamayacağını dile getiren yazarımız, ilk kitabının isminide Okumadan Kudüs Kurtarılamaz olarak belirledi. İlk baskısının ardından tükenen kitabı, 2022 yılında ikinci baskıya girdi. Güzel, "Kudüs Seferberliği" kapsamında ikinci kitap çalışmasına 2024 yılında başladı ve devam ediyor.
Kitaba dair
KÜBRA ALTINTAŞ’IN NOTLARI:
Niyetini isminde taşıyan bir kitap. İlk sayfalarda “Oku” emrine ve Filistin’i neden okumamız gerektiğine dikkat çeken bu eserde, Filistin ve özellikle Kudüs hakkında bilmemiz gereken en temel meseleler ele alınmış. Kudüs’ün ancak okunarak, bilinçli toplum oluşturularak kurtarılabileceğine inanan yazar, bu kitap ile “okunacak, öğrenilecek ne çok şey varmış” dedirtiyor. Bizler biliyoruz ki sadece meydanlarda ‘Özgür Kudüs’ sloganları atarak Kudüs’ü kurtaramayacağımız gibi sadece kitap okuyarak da kurtaramayız. İlmin ve çabanın birlikte ortaya konulması gerekiyor. Çünkü Kudüs’ün ancak fiili ve kavli duamız birleştiği zaman özgürlüğüne kavuşacağına inanıyorum. Bu kitap ortaya gerçek bir çaba koyabilmem için içimde bir kıvılcım oluşturdu.
Ömrünü Kudüs davasına vakfeden Eyüp Güzel’in kalemi ile bizi Kudüs sokaklarında dolaştıran bir eser.
AYNUR YILMAZ’IN NOTLARI:
Ben neden Kudüs’ü bilmemişim. Bize neden öğretilmemiş önemi? Okumadan Kudüs Kurtarılamaz kitabının kapağını gördüğüm anda anladım ki okumayıp öğrenmediğimiz zaman başka milletler tarafından bize empoze edilmek istenen her şey beynimizde yer alıyor ve yanlış da olsa, kötü de olsa doğru olarak algılayıp kabulleniyoruz. Bu savaşlarla beraber konu gündem olunca öğrenmeye başladım. Benim çevremde sadece gündemde olan bir haber olarak görülmesi, izlerken üzülerek kanal değiştirilmesi ve bu konunun bizimle alakalı olduğunun bile bilincinde olmamak beni çok üzdü.
Okumadan Kudüs Kurtarılamaz kitabının kapağını gördüğüm an anladım ki, okumadığımız öğrenmediğimiz için zihinlerimizi işgal etmişler. Rabbimin “oku” emrini görmezden geldiğimiz için İslamiyeti çökertmek isteyen kafirlerin propagandalarını fark etmeden benimsemişiz, doğru kabul etmişiz.
Mesela senelerce “Filistin halkı topraklarını satmasaydı” diyerek onları suçlayabildik. “Daha fazla dünya malı için vatanlarını yok ettiler, yaşadıklarını hak ediyorlar” diye söylettiler Müslüman toplumlara. Çünkü bizim bilgisiz, boş olan beynimizi kendi yalanlarıyla doldurdular. Artık bilinçlenelim ki zihinlerimizi işgal edemesinler!
Kitabımızın yazarı Eyüp Güzel’in, “Müslümansanız “bana ne” demenize müsaade yok. Bana ne demeyen Haçlı ve Siyonistten de mi bunu anlamıyoruz?” sözü de beni çok etkiledi. Kendi davaları için çocuklarını eğiten, Müslümanların kafalarını türlü türlü hilelerle fark ettirmeden bulandıran bu kafir tohumlarının yaptıklarına maruz kalmamak için uyanık olalım.
Demem o ki, artık bu davada biz de elimizden gelen her şeyi yapmalıyız. Benim yapmamla ne olur ki demeden, Halepli marangozun “Ben marangozum, benim elimden gelen budur” diyerek küffarın elinde olan Mescid-i Aksa için minber yapması gibi. O marangozun umuduyla hareket edelim.
ŞÜHEDA GÜZEL’İN NOTLARI:
Selamun aleyküm, kitap hakkında düşüncemi belirtmek ve dikkatimi çeken bazı noktalara değinmek istiyorum. Öncelikle kitap her konuya kısa kısa değinen, içinde çok güzel bilgiler barındıran, Kudüs hakkında bilgi edinmek isteyenlerin en temel bilgi düzeyinde okuyabileceği bir kitap. Dikkatimi çeken yerlere gelecek olursam, Mevdud bin Tuğtekin, Dımaşk camiinde namaz kıldıktan sonra camii avlusunda gezerken suikaste uğruyor, ardından yaralı olarak eve götürülüyor, ancak oruçlu ve orucunu bozmak istemiyor "Allah'a oruçlu olarak vasıl olmak istiyorum" diyor ve o gün şehit düşüyor.
Bir diğeri de Kudüs fethediliyor ve anahtarını bizzat Hz. Ömer'e vermek istiyorlar. Hz. Ömer de son derece mütevazi bir şekilde yola çıkıyor. Yolda Hz. Ömer yanındaki hizmetçisiyle sırayla deveye biner. Bunu gören papazlar şaşırır. Hz.Ömer o gün meşhur Ömer emannâmesini verir Kudüs halkına. O kısım da ayrı bir muazzam...
DİLAN TUĞUL’UN NOTLARI
Kitabın her bir bölümü çok kıymetli ve her bölümünden çıkarılacak büyük dersler olduğunu düşünüyorum. “Kudüs’süz miraç kandilleri” bölümü üzerine yorum yapacak olursam, ümmet olarak derin bir tefekkür ve fiili bir adım atmamız gerekiyor en azından kendi çevremizden başlayarak olabilir. Ümmet olarak miraç kandilini kutluyor ancak miraca ev sahipliği yapmış olan Kudüs’ü bilmiyoruz. Kudüs’ün sıradan bir bölge olmadığını biz Müslümanlar için imâni bir mesele olduğunu anlamalı ve anlatmalıyız. İçimizde bir nehir var bu nehir Filistin eğer bu nehri aşmak istiyorsak inançlı olmalı, kararlı olmalı ve bu uğurda bedel ödemeliyiz. Soru ise şu: “Biz bu bedeli ödüyor muyuz?”
NELER YAPTIK?
Yüz yüze ve Zoom üzerinden katılım sağlayan okurlar ile verimli bir kitap tahlili gerçekleştirdik. Sorular sorup cevapları birlikte bulduk. Birçok konuda fikir alışverişi yaptık.
Mayıs ayında okuduğumuz bu güzel kitabı çekiliş ile bir takipçimize hediye ettik.
Bireysel olarak kitabın kritiğini yapıp çıkarımlarımızı paylaştık.
Katılımcıların farklı mekanlarda çektiği fotoğraflarla görsel içeriği zenginleştirdik.
Projemizi birçok farklı mekâna taşıdık.
KİTAPTAN KESİTLER:
Bir Buçuk Milyar Ortağım Var
Siyonistler, Kudüs'te kendi mülkünde ikamet eden Müslüman bir aileye geliyorlar. Önlerine Dünya haritası koyuyorlar ve "istediğin yeri seç" diyorlar. Müslüman ailenin evlerini satması halinde istediği ülkede kendisine oturum izni (ya da vatandaşlık) verecekleri ve ayrıca bir buçuk milyon $ para ödeyecekleri teklifinde bulunuyorlar. Ev sahibi Filistinli ise bu teklife kendi başına karar veremeyeceğini, evin ortakları olduğunu ve onlara danışması gerektiğini söylüyor. İsrailli Siyonistler "tamam" derler ve sevinerek Filistinlinin yanından ayrılırlar. Siyonistler umutlanarak beklemeye başlarlar. Haber gelmeyince bir süre sonra tekrar çalarlar Filistinlinin kapısını. Ortaklarına ulaşmanın zor olduğunu belirten Filistinli, "her biri Dünya'nın farklı yerinde, ulaşmam zor" der. İsrailliler ise "sen bize adlarını-soyadlarını yaz biz de arayalım" derler. Filistinli ise "hepsini tek tek nasıl yazayım, bir buçuk milyar civarında ortağım var" dediğinde İsrailliler adamcağızın nükteli cevabını anlarlar ve üzerine çullanarak hırpalarlar.
Okumadan Kudüs Kurtarılamaz
Kitaptaki bu kesit bir efsane veya masal değil gerçek direnişin bir örneğidir. İşgale direnen o Filistinli'nin "Bir buçuk milyar ortağım var" sözü Kudüs’ün tüm Müslümanların ortak davası olduğunu çok net ifade ediyor. Bu sebeple sorumluluğumuzun farkında olmalıyız ve ortağı olduğumuz toprakları, kutsalımızı her zaman gündemimizin en önemli maddesi yapmalıyız.
Halepli Marangozun Minber Hikayesi
Kudüs'ün Haçlılar tarafından işgal edildiği ve İslam dünyasının parça parça olup birbiriyle didiştiği o dönemde (M. 1100'lü yıllar) Halepli Marangoz ustası sanatkârlığını konuşturarak çivi ve tutkal kullanmadan şahane bir minber yapar. Görenler hayran kalır. Yüksek paralar teklif edilir ama yine de marangoz ustası satmaz o minberi.
"Ben bir Marangozum ve elimden gelen bu..."
Ahali ve ileri gelenler "bu şahane eseri niçin satmıyorsun?" diye sorduklarında ise Marangoz ustası cevap olarak "Mescid-i Aksa'ya konulsun diye yaptım" der.
Ahali "dalga mı geçiyorsun? İşgalden kurtardın da minber mi eksik kaldı?" derler.
Ahalinin sözlerine karşı Marangoz ustası ders niteliğinde cevap verir: "Ben marangozum. Aksa'nın minberini yaptım. Elimden bu geldi. Çıksın bir komutan orayı fethetsin ve Haçlıdan kurtarsın!.."
Anlatılana göre bu cevabı duyan sekiz-dokuz yaşlarındaki bir çocuk "büyüdüğümde ben orayı fethedeceğim" der. O çocuk kırk küsur yıl sonra Kudüs'ü Haçlılardan kurtararak fetheden komutan Selahaddin-i Eyyübi'dir.
Halepli neccarımızın (marangozumuzun) günümüze kadar ulaşan sade ama samimi hikayesi "Ben ne yapabilirim ki?" sorusuna öyle güzel cevap veriyor ki etkilenmemek ve ikna olmamak mümkün değil. Bu hikâye insanın mesleğine veya özel yeteneklerine farklı bir gözle bakmasına olanak sağlıyor. Herkes kendi mesleğinde veya özel yeteneklerinin bulunduğu alanlarda "minberini yapma" gayreti içerisine girebilir. Halepli Marangozumuz o minberi yaparken asırlarca fethin sembolü olacağını bilmiyordu. Zaten o niyetle de yapmamıştı. Dertlendi ve Mescid-i Aksa için elinden gelenin en güzelini yaptı. Dertlendi ve yaptı.
Okumadan Kudüs Kurtarılamaz
Kudüs için neler yapılabilir
Literatür Üretmek: Bilim dallarında faaliyet gösterenler Kudüs'e dair yeni literatürler üretebilir ve üzerinde çalışmalar yapabilirler.
Üniversitelerde Kürsü ve Tez: Üniversite öğrencileri Kudüs üzerine kürsü veya topluluklar (kulüpler) kurabilirler ve ayrı tez yazabilirler.
Meydanlara: Sanatçılar, yazarlar, fotoğrafçılar ve aktivistler... Farklı mecralarda ve meydanlarda daima Kudüs duyarlılığını diri tutacak faaliyetler yapabilirler.
Kudüs Ninnileri ve İsimleri: Anneler yavrularının kulaklarına Kudüs ile ilgili ninniler fısıldayabilirler. Ayrıca yeni doğan erkek çocuklarına "Kudüs" ismi kız çocuklarına ise "Aksa" ismini verebilirler.
Siyasiler ve Bürokratlar: Siyasilere ve bürokratlara Kudüs bilinci konusunda etki edilebilir, teşvik edilebilirler.
Raflarda Kitaplık: Evlerimizin, iş yerlerimizin veya sivil toplum kuruluşlarımızın raflarında Kudüs/Filistin için yer ayırmalıyız. Bu kitaplar ve dergiler okuduklarımız veya okuyacaklarımız olmalıdır.
Mutlaka Okumalıyız: Okuyup, araştırıp öğrenmediğimiz hiçbir şeyi savunamayız. Savunma ve mücadelenin olmazsa olmazı okumak ve araştırmaktır. Kudüs'ü, tarihini, fatihlerini vs. konuları kitaplar ve internet yardımıyla araştırıp okuyabiliriz.
Videolar İzlemek: Youtube gibi video mecralarında Kudüs, Filistin, Haçlı Seferleri, Selahaddin Eyyübi vs. gibi kelimeler aratarak videolar izlenebilir. Çocuklarımıza da çizgi filmler izlettirebiliriz.
Gitmek: Hz. Peygamber'in (sav) "Oraya gidin" sözünü yerine getirip oraya gidebiliriz. İster ailenizle ister arkadaşlarınızla ama mutlaka gidilmeli. Unutmayalım ki gitmediğimiz yer bizim değil. Gitmemiz hem sahiplik duygumuzu arttıracak hem de oradaki Filistinli kardeşlerimize destek olacaktır.
Okumadan Kudüs Kurtarılamaz
Teşekkürler
Şüheda Güzel, Feyza Ensari Güzel, Yağmur Demir, Dilan Tuğul, Emine Üzümcü, Aynur Yılmaz, Kübra Altıntaş