Filistin Meselesine Giriş, Fethi Abdulkadir'in eseri.
HAZİRAN TAHLİL RAPORUNU PDF OLARAK BURADAN İNDİREBİLİRSİNİZ
Fetih Kütüphanesi
-Haziran Tahlili-
Filistin Meselesine Giriş
Fethi Abdulkadir
*Kitap tahlilimizden derlenmiş arşiv çalışmasıdır.
Kitabın Önsözünden
Filistin davası, temel anlamda elbette ki bir İslam davasıdır. Bu yolda erilen mücadele ise hak ile batıl arasındaki mücadeledir. Bu mücadele, bir milletin başka bir millet ile veya bir grubun başka bir grup ile çatışması değildir. Aksine bu mücadele; Filistin'in temsil ettiği tüm değerler ve ilkeler; mekânın kutsallığı ve önemi doğrultusunda verilen tarihî bir mücadeledir.
On bölümden oluşan bu program; Filistin davasını ve etrafındaki medeniyet çatışmalarını sade ve kolay anlaşılır bir dille sunmakta, ayrıca davanın temel kavramlarını anlamanı sağlayacak önemli konuları da bünyesinde barındırmaktadır.
Kitaba Dair
Yağmur Demir
Fetih Kütüphanes'nin 2. kitabı olarak Fethi Abdülkadir'in Filistin Meselesine Giriş isimli eserini okuduk.
Filistin meselesinin doğru bir şekilde anlaşılmasını sağlamak amacıyla temel meseleleri 10 bölümde ele alan ve bir ders kitabı olarak da işlenebilecek bu eser Filistin'i öğrenmek için çok iyi bir başlangıç.
Sade, anlaşılır ve akıcı bir üslupla yazılmış 10 ayrı bölümden ve dersten oluşan bu kitap, Filistin meselesini ana hatlarıyla daha iyi ve daha doğru anlamak için hazırlanmış bir hülasa mahiyetindedir.
Kitaba Dair
Kübra Altıntaş
Bir ders kitabı niteliğinde olan bu eser, bizleri sıradanlaşak okuma alışkanlığımızın dışına çıkardı, araştırarak okumamızı, ara verip okuduklarımızı değerlendirmemizi ve bölüm sonundaki sorularla öğrendiklerimizi pekiştirmemizi sağladı. Ay sonu tahlilinde üniteleri ayrı ayrı ele aldık, alıştırmalarla ve ünite sonu sorularıyla tahlilimizi genişlettik. Tek bir bilgi kaynağı ile yetinmeyen, olaylara dair farklı kaynak ve rivayetleri bizlere titizlikle sunan bu eser, Filistin'i öğrenmek için harika bir başlangıç kitabı. Her düzeyde insanın zorlanmadan anlayabileceği bu eser, sıkılmadan tekrar tekrar okunabilir.
Filistin İsminin Verilmesi
Filistin olarak isimlendirilmesinin aslı konusunda birçok görüş vardır. Bunlardan bazıları şunlardır:
Bu lafız iki heceden oluşmaktadır ki, ilk hece "ﻓﻠﺲ" -Fe les, akçe anlamındadır, ikinci hece "ﻃﻴﻦ - Tin" olup toprak anlamındadır, iki hecenin anlamları bir araya geldiği zaman ortaya "اﻟﻄﻴﻦ ﻗﺸﺮ" ifadesi çıkmaktadır, bu ise bölge halkının mesleği olan çiftçilik anlamına gelmektedir.
Bazı kimselere göre; Filistin kelimesi çiftçi veya toprak süren anlamlarına gelen "ﻓﻠﺸﺖ - Felest" veya "ﺑﻠﺴﺖ - Belest" kelimelerinden türetilmiştir.
Diğer bir görüşe göre; bu isim "ﻓﻠﺴﺘﻴﺎ - Felestiya" kabilesine nispet edilmiştir. Bu kabile kıtlık ve kuraklık nedeniyle Arap yarımadasından göç edip Suriye'nin güneyine (Filistin) yerleşmişlerdir. Bazı kimseler ise "ﻓﻠﺴﺘﻴﺎ
- Felestiya" isminin, Girit ada- sından göç ederek Filistin'in güneyine yerleşen kabileden geldiğini ifade etmektedirler.
İngilizce sözlüklerde "kaba adam, inatçı, katı" anlamına gelen "ﻓﻠﺴﺖ - Philist" ismi geçmektedir. Muhtemeldir ki bu isim, Allah Teala'nın Kur'an-ı Kerim'de geçen "...Orada zorba bir kavim var." (Maide, 22) ifadesiyle örtüşmektedir.
Filistin Meselesine Giriş
Hz. Ömer Emannamesi
Rahman ve Rahim olan Allah'ın adıyla
Bu sözleşme müminlerin emîri ve Allah'ın kulu Ömer tarafından İlya halkına verilen bir emandır. Onların canlarına, mallarına, kiliselerine, haçlarına, yerleşik ve göçebe olan bütün fertlerine verilen bir teminattır. Kiliseleri mesken yapılmayacak ve kısmen dahi olsa işgal edilmeyecektir. İçindeki kutsal eşyalara dokunulmayacaktır. Mallarına el sürülmeyecektir. Kimse dinî inançlarından dolayı zorlanmayacak, kendilerine asla zarar gelmeyecek ve yurtlarına Yahudiler iskân olunmayacaktır. Buna karşılık onlar da cizye verecektir. Bunlardan kim yurdunu terk etmek isterse, gideceği yere kadar mal ve can emniyeti sağlanacaktır. Yurdunda kalmak isteyenler ise güvende olacak ve cizye vereceklerdir. Dileyen Rumlarla gidecek, dileyen de toprağına dönecektir. Hasat elde edene kadar onlardan hiçbir şey istenmeyecektir. Bu, Allah Rasulü'nün halifelerinin ve müminlerin Kudüs halkına verdiği güvenlik ahdidir. Cizye ödedikleri müddetçe geçerlidir.
Şahitler: Halid bin Velid, Amr bin As, Abdurrahman bin Avf ve Muaviye bin Ebi Süfyan
Hicri 15 yılında hazırlanmış ve yazılmıştır.
Filistin Meselesine Giriş
İslam, "terör" adı verilen yönteme ve masumları öldürmeye karşıdır. İslam hak, adalet ve hürriyet dinidir. İslam dininin mensupları zalim olmayı da zulme uğramayı da kabul etmezler. Bunun yanı sıra dinlerinin küçük düşürülmesine de razı olmazlar.
Müslümanlar, Yahudilerle sadece Yahudi oldukları için savaşmazlar. Nitekim "Yahudi sorunu" ve "antisemitizm," İslam âleminde değil Avrupa'da ortaya çıkmıştır. Bunun yanı sıra Yahudiler, Avrupa'da kendilerine dinî ve etnik olarak uygulanan taassup ve zulümden emin olmak için İslam âlemine sığınmışlardır.
Filistin meselesi için ortaya konan en belirgin İslamî çözüm maddeleri; inanç, yöntem, yaşam şekli ve yönetim biçimi olarak İslam'ı benimsemek, nitelikli ve dürüst İslam yönetimini sağlamlaştırmak, Siyonist Yahudi düşman ile mücadele sahasını tüm İslam âlemini kapsayacak şekilde genişletmek, Filistin halkının her şekilde desteklenmesi, yardımda bulunulması ve motive edilmesi, Müslüman toplumlarda siyasî, ekonomik, ilmî ve askerî olarak kapsamlı olumlu bir değişimin ve ilerlemenin başlangıcı olan medenî kalkınmayı gerçekleştirmek için çalışmak şeklinde ifade edilebilir.
Filistin meselesi yeni uluslararası sistemin çirkin eylemlerini ve çifte standartlarını deşifre etmektedir. Uluslararası sistem bir yandan kalkınma, bilim, teknoloji ve hayvan haklarını korumakla övünürken, diğer yandan 6.400.000'den fazla mültecinin açıkta kalmasına göz yummaktadır. Dünyanın dört bir yanında dağınık olan Yahudi cemaatlerin çürütülmüş argümanların arkasına sığınarak işgal yoluyla onların yerine yerleştirilmesini kabul ederek sözde medeniyetin tiksindirici ikiyüzlülük örneğini sergilemektedirler.
Büyük küçük her olayın ardında Yahudilerin olduğunu veya onların Allah Teala'nın takdiri olduğunu düşünmemek lazımdır. Onlar da Allah Teala tarafından yaratılmış kullardır ve kainatta meydana gelen olaylarda ve günlerin deveranında Allah'ın onlar üzerindeki hükümleri cereyan etmektedir.
Siyonist Yahudilerin Filistin'deki projesinin başarısız olması ve çökmesi, yalnızca imkan dâhilinde bir durum değil, aksine kesin bir hakikattir. Çünkü bu, içinde hiçbir batılın olmadığı Kur'an-ı Kerim'de geçen Rabbanî bir müjdedir.
Fetih Kütüphanesi